Avrupa Birliği, yapay zekâ alanında küresel rekabete hazırlanmak için milyarlarca euro’luk kamu yatırımı yapıyor. Ancak Hollanda merkezli araştırma kuruluşu SOMO’nun yeni raporu, bu yatırımların beklenenin aksine ABD merkezli teknoloji devlerinin pazar hakimiyetini pekiştirdiğini ortaya koyuyor.
SOMO araştırmacısı Margarida Silva’nın ifadesi durumu net şekilde özetliyor:
“Yüzeyde bağımsız girişimler gibi görünüyorlar. Ama biraz kazıyınca temelinde Nvidia, Amazon, Google ve Microsoft’un olduğunu görüyorsunuz.”
ABD Teknoloji Devlerine Bağımlılık
Rapora göre incelenen 12 büyük Avrupa AI girişiminin:
11’i Nvidia’nın donanımına bağımlı.
10’u Amazon, Google veya Microsoft’un bulut servislerini kullanıyor.
Modellerin sunumu ise çoğunlukla bu devlerin platformları üzerinden yapılıyor.
Bu tablo, Avrupa merkezli bir yapay zekâ şirketi kurmak isteyen girişimcilerin bile altyapı açısından ABD’ye bağımlı hale geldiğini gösteriyor.
Yatırım Karşılığında Öncelikli Erişim
Microsoft’un Mistral’a yaptığı yatırım, bu bağımlılığın işleyişini net şekilde ortaya koyuyor. Mistral’ın yapay zekâ modelleri öncelikle Azure platformunda sunuluyor ve Microsoft’a Avrupa pazarında “öncelikli erişim” ayrıcalığı tanıyor.
Benzer şekilde Avrupa Parlamentosu’nun Claude modelini kullanma kararı da, mevcut Amazon Web Services sözleşmeleri nedeniyle alındı. Seçim özgürlüğü görünürde olsa da, altyapı zinciri çoktan Big Tech’in kontrolünde.
Avrupa’nın Stratejik Açmazı
Avrupa Birliği, AI Act ile Big Tech etkisini sınırlamak istese de altyapı bağımlılığı bu çabaları zayıflatıyor. SOMO, eğer bu yapı değişmezse yapay zekâ pazarının da internet ve mobil devrimlerinde olduğu gibi birkaç şirketin kontrolünde dar bir alana sıkışacağını öngörüyor.
SOMO’nun Önerileri
Avrupa’nın dijital egemenliğini koruyabilmesi için SOMO’nun önerileri şunlar:
Kamu bulut sözleşmelerinin denetime açılması
Pazar yoğunlaşmasının regüle edilmesi
Altyapı değiştirilebilirliğinin kolaylaştırılması
Egemenlik Sadece Yazılım Değil, Altyapı ve Veriyle Sağlanır
Bu rapor, yalnızca teknoloji start-up’ları için değil; üretim, enerji, savunma ve tarım gibi sektörlerdeki veri temelli karar alma süreçleri için de kritik bir uyarı niteliğinde. Altyapı bağımlılığı, uzun vadede rekabet gücünü ve inovasyon kapasitesini sınırlayabilir.
Avrupa’daki girişimciler için bu, yazılım kadar altyapı ve veri zincirinin de dijital egemenliğin temel unsurları olduğunu hatırlatan önemli bir ders.